Marka Hikayemiz

Dünyada sudan sonra en fazla içilen ve içme alışkanlığı gittikçe artan çay, 5000 yıllık bir geçmişe sahip.

Çay milattan önceki yıllarda Çin’den dünyaya yayıldı. Japonya’nın bu lezzetle tanışması 12.yy’ı,  Avrupa’nın ise 17. yüzyılı bulurken Türkiye belki de bu lezzeti en geç keşfeden ülkelerden biri oldu. Çay ile buluşmamız geç de olsa Türk edebiyatına ve sinemasına bir çok kez konu olan çay, bugün Türk toplumu için vazgeçilmez bir alışkanlığa dönüşmüş durumdadır. Kalabalık dost ve aile ortamlarının vazgeçilmezi çay, günümüzde sağlıklı bir içecek olarak da hayatımızdaki yerini korumaktadır.

 

 

Peki biz çay dünyasına nasıl girdik?

Başlangıçta teknoloji alanında uzmanlaşmıştık. Son 20 senedir ileri teknoloji konusunda Türkiye’nin önde gelen şirketlerine teknoloji danışmanlığı yapan AcademyTech eğitim alanındaki uzmanlığını sürdürürken diğer yandan teknoloji temelli bir kültürden Ar-Ge odaklı bir yapılanmaya giderek 2013 yılında Procist şirketini kurduk.

Mekanik tasarımla yazılımı entegre eden farklı bir yapılanmaya geçen Procist’te çalışmalarımız sürerken, bir çay ülkesi olan Türkiye’de teknoloji desteğiyle çay demleme konusuna yeni bir açılım getirmeyi düşündük ve  Swartea markasıyla çay alanına adım atmış olduk

Geleneksel çay keyfini geleceğin teknolojisi ile birleştirerek “dünyanın ilk ve tek IoT tabanlı Akıllı Çay Demleme Otomatını” ürettik. Çay demlemek ve sunmak bir sanattır… Biz bu felsefeyle yola çıktık.

Kafamızı kurcalayan sorulara yanıt bularak ilerledik:

  • Nesnelerin interneti- IoT ve bir bardak demli çay çok uzak kavramlar mıydı?
  • Cep telefonunuzdan ya da IP telefondan girdiğiniz siparişlerinizi çağ ocağındaki Ayşe Abla ekrandan görebilir ve kısa bir sürede paşa çayı, demli, az demli gibi farklı seçenekte ve ölçekteki 20 bardak çayı tek seferde servis edebilir miydi?
  • Çöpe atılan çayı, kullanılan suyu ve elektriği azaltarak kurumsal ve kişisel bütçeye  katkıda bulunabilir miydik?
  • Çay içme tercihlerini (bardak seçimi, dem oranı) dikkate alan son derece teknolojik, bir o kadar lezzetli ve demli bir bardak çay ve kesintisiz her dem taze çay keyfi  çalışanların  memnuniyetini artırır mıydı?
  • Yenilikçi ve Akıllı bir Çay Demleme Otomatı, çalışanların gözünde şirketinize fark yaratır mıydı?
  • Evden çok uzaktayken bile içtiğiniz çayın anne eli değmiş gibi taze ve lezzetli olması mümkün olabilir miydi?
  • Her an aynı kalitede demli çay içmek çok mu zor bir konuydu?
  • Bayat çay servis edilmesinden kurtulabilir miydik?
  • Ve her şeyden, tüm bu keyifli konulardan çok daha önemlisi; bugüne kadar şirkette kullanılan çay kazanlarını gördükten sonra bizi zehirleyen tüm çay demleme ünitelerini tarihe gömerek çay otomatı için “çıkarılabilir dolayısıyla yıkanabilir cam demlik  üretmek” çok mu zordu?

Çay gibi sık tüketilen ve günlük hayatın ayrılmaz parçası olan bir içecekle ilgili olarak  toplum sağlığı konusundaki riskler bu denli göz ardı edildiyse konu çok acildi ve bir o kadar acil bir çözümü olmalıydı….

Tüm bu sorulara cevap verecek uzun bir Ar-Ge yolculuğundan geçtik: